Bu bayram, birçok insan için mutluluk ve sevinç kaynağı olmasına rağmen, bazıları için acı ve gözyaşıyla dolu bir zamanda dönüştü. Dilan, yaşam dolu bir genç kadın, mutlu bir bayram geçirmek umuduyla evde sevdikleriyle birlikteydi. Ancak, ne yazık ki bayram neşesi, eşinin gözü dönmesiyle yerini trajik bir olaya bıraktı. Dilan, eşi tarafından katledildi. Bu olay, sadece ailesini değil, toplumu da derinden etkileyen bir kayıptır. Dilan'ın hikayesi, yıllardır devam eden kadına şiddet sorununu tekrar gündeme getiriyor ve bu konuda yapılacak daha çok şey olduğunu gösteriyor.
Dilan, 28 yaşında, enerjisiyle çevresindekileri her zaman etkilemeyi başaran bir genç kadındı. Ailesi ve arkadaşlarıyla olan ilişkileri, onun ne denli sevgi dolu bir birey olduğunu kanıtlıyordu. Dilan, yaşamının en güzel anlarını yaşarken, bir yandan da evliliği ile ilgili zorlayıcı durumlarla baş etmeye çalışıyordu. Eşiyle olan ilişkisi, başlangıçta hayal ettiği gibi gitmiyordu. Zamanla, Dilan’ın eşi tarafından maruz kaldığı psikolojik baskı ve fiziksel şiddet, yaşamını her an tehdit eden bir kabusa dönüştü. Fakat, Dilan’ın güçlü yapısı ve mücadeleci ruhu, onu hayata bağlamaya çalıştı. Ne yazık ki bu bayramda, her şey değişti.
Bayram günü, Dilan ve ailesi güzel bir gün geçirmeyi umuyordu. Sevdikleriyle bir araya gelmek, yiyecekler hazırlamak ve dualar etmek için bir araya geldiler. Ancak, Dilan’ın eşi, alışılmadık bir şekilde öfkeliydi. Küçük nedenlerden dolayı Dilan’a bağırmaya ve hakaret etmeye başladı. O an, Dilan’ın bu duruma ne kadar dayanabileceği üzerine düşüncelere daldı. Ancak, kimse bu çirkin sonu öngöremezdi. Kısa bir süre içinde olaylar kontrolden çıkmış ve Dilan, sevgisiz bir atmosferde, eşi tarafından ağır bir şekilde darp edilmişti. Eşinin elindeki tabanca, bayramı renkten renge sokacak korkunç bir durumu getirdi.
Bu trajedi, sadece Dilan'ın hayatını değil, ailesinin ve çevresindekilerin hayatlarını da sonsuza dek değiştirdi. Dilan’ın kaybıyla birlikte birçok insana bir çağrı yapıldı; kadına şiddetin son bulması, kadınların güvenli bir yaşam sürmesi adına mücadele edilmesi gerektiği bir kez daha ortaya kondu. Dilan’ın ölümü, toplumsal bilinci uyandırmak ve kadına yönelik şiddetin ne kadar ciddi bir sorun olduğunu anlatmak için bir fırsat olarak görülmeli.
İşte bu bayram, uzun yıllar hatırlanacak bir acı olarak kalacak. Dilan’ın hattı bir kurban olmasına değil, hepimizin bu konuda daha fazla şey yapması gerektiğine ve kadına yönelik şiddeti durdurma sorumluluğunun hepimize ait olduğuna dikkat çekmek için bir anı olarak kalacak. Dilan'ın yaşadığı acı, bize uyanma çağrısı yapıyor. Kadına yönelik şiddete karşı mücadelemizi sürdürmeli, yeni Dilan'ların hayata tutunabilmesi için adım atmalıyız.
Unutulmamalı ki, Dilan’ın hikayesi sadece onun değil, bu tür bir trajedi yaşayan pek çok kadının ortak hikayesidir. Her ne kadar dünya bayram coşkusu içinde olsa da, Dilan için bu bayram son olacaktır. Onun anısına, kadına yönelik şiddetin sona ermesi için mücadele edeceğiz.