15 Temmuz 2016, Türkiye tarihinde kara bir leke olarak yerini aldı. Darbe girişimi, yalnızca siyasi bir travma yaratmakla kalmadı, aynı zamanda birçok insanın hayatında derin yaralar açtı. Bu gece, insanların yaşamlarını sonsuza dek değiştiren büyük bir tehdit ile karşılaştığı bir dönemdi. O geceden geriye kalanlar arasında, kahramanlık ve dayanışmanın yanında büyük acılar ve kayıplar da var. Ancak bu yazımızda, özellikle bir bireyin yaşadığı travmatik deneyimi anlatacağız: Vücudunda kurşunla geçen tam 9 yıl.
O gece, sıradan bir akşamdan daha fazlasıydı. Her şey bir anda değişti. Genç bir adam olan Ali, İstanbul’da bir parkta arkadaşlarıyla keyifli bir akşam geçiriyordu. Ancak, dışarıda yaşananların farkında değildi. Saatler geçtikçe, patlama sesleri ve sirenler şehri sarmaya başladı. Ali ve arkadaşları, durumu tam anlamıyla kavrayamadıkları için parkta kalmayı tercih ettiler. Fakat birkaç dakika içinde, her şey altüst oldu. Darbe girişiminin yoğunlaşmasıyla birlikte, bulundukları yere bir kurşun isabet etti. Ali, o an her şeyin sona erdiğini düşündü. Ama o, hayat mücadelesinin çok daha zor bir döneminin başlangıcında olduğunu henüz bilmiyordu.
Kurşun, Ali’nin vücudunun bir yerine isabet etti ve hayatına yön verdi. O an yaşanan panik ve korku, belki de birçok insanın hissetmediği bir hissiydi. Hastaneye kaldırıldığında durumunun çok ciddi olduğu anlaşıldı. Hayatına devam edebilmek için mücadele vermesi gerekiyordu. Doktorlar, vücudundaki kurşunu çıkardıklarında Ali’nin yaşam mücadelesi daha da zorlaştı. Ailesi, bu durumu kabullenmekte zorluk çekiyordu. Ancak Ali, içindeki gücü bulmak için savaşmasına inanıyordu.
Ali’nin hastanede geçirdiği günler, hem fiziksel hem de psikolojik olarak onu yıprattı. Yaşadığı travmanın etkisini üzerinden atlamak için hayata karşı güçlü bir duruş sergilemeye çalıştı. Ancak vücudunda bıraktığı izler ve yaşadığı travmalar, bir süreliğine onu ruhen de etkisi altına aldı. Ali, sadece fiziksel tedavi görmekle kalmadı; aynı zamanda psikolojik destek alarak yaşadığı derin yaraları işlemeye başladı. Arkadaşlarının ve ailesinin desteğiyle, yeniden hayata tutunma mücadelesi vermeye başladı.
Fakat bu süreç, o kadar kolay değildi. Zamanla, vücudu toparlanmaya başlasa da zihnindeki korkular, bazen en beklenmedik anlarda yeniden ortaya çıkıyordu. Ali, bu süreçte birçok zorluğa katlanmak zorunda kaldı. Yaşadığı duygusal dalgalanmalar, bir dönem için onu tamamen yalnız hissettirdi. Ancak başta ailesi olmak üzere, sevdikleri onun yanında olmaktan vazgeçmedi. Ali’nin yaşadığı bu zor dönem, onu daha güçlü biri haline dönüştürebilecek bir deneyim oldu. Daha fazla güçlenmek, yaşadığı acıyı topluma taşıma kararlılığına dönüştü.
Ali, 9 yıl boyunca yaşadığı her zorluğun üstesinden gelmeye çalıştı. Kurşunun bıraktığı fiziksel izler, onun hayata karşı olan tutumunu değiştirmekle kalmadı, aynı zamanda kendisi ve çevresindekiler için daha anlamlı bir yaşam inşa etmesine yardımcı oldu. Ali, yaşadığı acıyı eğitime ve toplumsal bir bilinç yaratmaya dönüştürmek amacıyla çeşitli platformlarda konuşmalar gerçekleştirmeye başladı. Gençler için ilham kaynağı haline geldi. O, 15 Temmuz gecesinin sadece bir travma olmadığını, aynı zamanda insanların birbirine destek olduğu, dayanışma içinde olduğu bir an olduğunu anlatıyordu.
Bugün, yaşadığı acılara rağmen Ali, vücudundaki kurşunun mirasını farklı bir şekilde yaşatma kararı aldı. Yalnızca kendi hikayesini değil, aynı zamanda toplumun hafızasına kazınmış olan bu acı deneyimi de paylaşarak; başkalarına ilham olmayı ve farkındalık yaratmayı hedefliyor. Herkesin bir ses bulması, yaşadığı acıları başkalarıyla paylaşabilmesi gerektiğini düşünüyor. Böylece yalnızca kendi hayatını değil, benzer acıları yaşayan insanların da hayatını kolaylaştırmayı amaçlıyor.
15 Temmuz gecesi yaşanan olaylar, Türk toplumunun hafızasında silinmeyecek bir iz bıraktı. Ancak Ali gibi bireylerin hikayeleri, bu izlerin dönüştürücü bir güce sahip olduğunu gösteriyor. Yaşanan travma her ne kadar karanlık bir geçmiş olsa da, insanların dayanışma içinde bulduğu ışık, geleceğe umutla bakmamızı sağlıyor. 9 yıl süren bu mücadele, sadece bir bireyin değil, aynı zamanda toplumsal bir direncin de sembolü oldu. Ali’nin hayat hikayesi, sadece bir kurşunun değil, aynı zamanda bir dayanışma ve yeniden doğuşun hikayesi olarak hafızalarda kalacak.